Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | hazır halde | in pickle zf. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | hazır halde | forwardly zf. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (bir şeyin kullanıma hazır halde olduğunu ilan eden) açılış seremonisi | christening i. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | hazır halde/durumda | rough-and-ready s. |
Law | ||
Hukuk | dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup da mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse | amicus curiae i. |
Hukuk | dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup ta mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse | friend of the court i. |
Hukuk | dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse | amicus i. |
Technical | ||
Teknik | hazır kesilmiş halde satılan (odun, cam vb.) | ready-cut s. |
Marine | ||
Denizcilik | çapa (grivada asılı halde) atmaya hazır | the anchor is acockbill expr. |
Gastronomy | ||
Mutfak | hazır pişmiş halde satılan (yemek) | ready-cooked s. |
Military | ||
Askeri | yerdeki uçağın görev emri aldıktan sonra kısa süre içinde uçuşa hazır halde beklemesi | ground alert i. |